Sorularla Kalp Hastalıkları

Sorularla Kalp Hastalıkları

Doğumsal kalp hastalıkları (DKH) genel populasyonda %1 oranında görülme riskine sahiptirler. Bu demek ki, her 1000 canlı doğan bebekten 8-12 sinde DKH görülebilir. Peki hangi durumlarda DKH görülme olasılığı artar veya DKH’lığı düşünülmelidir. İşte aşağıda ana başlıkları ile bu durumlardan bazıları ilk akla geliverebilecek sorulardan yola çıkılarak özetlenmeye çalışıldı.

Gebelikte DKH’na yol açabilecek durumlar nelerdir?

  • Gebeliğin erken döneminde enfeksiyonlar, ilaç tedavileri ve aşırı alkol alımı
  • Gebeliğin ilk 3 ayında annenin rubella enfeksiyonu geçirmesi
  • Gebelikte annenin CMV, HSV ve koksakivirus B enfeksiyonları
  • Annede gebelikte HIV saptanması
  • Annenin gebelikte kullandığı bazı ilaçlar

Amfetamin, antikonvülzanlar (fenitoin gibi), lityum, retinoik asit, valproik asit, progesteron ve ösrojen

  • Gebelikte aşırı alkol kullanımı
  • Gebelikte sigara içmek (özellikle anne karnında büyüme geriliği yapar)

Anne ile ilgili hangi durumlarda DKH görülme olasılığı artar?

  • Diyabetik anneler (annede şeker hastalığı)

Annenin insülin bağımlı diyabetli olması önemli bir risk etkenidir. Diyabeti olan annelerin bebeklerinde kalp hastalığı sıklığı 5 kat daha fazladır. Gebelikte kan şekerinin yakın denetimi gerekmektedir. Gestasyonel diyabetin doğumsal kalp hastalığı riskini artırmadığı bildirilmektedir.

  • Annede bağ dokusu hastalığı olması (lupus gibi )
  • Eğer annede DKH’lığı var ise, DKH’ı riski normal populasyondaki %1 civarındaki düzeyden %15’e kadar yükselir.

Bebeğin doğum ağırlığı ile DKH arasında bir ilişki kurulabilir mi?

  • Eğer bebek doğum haftasına göre küçükse, bu anne karnında geçirilmiş enfeksiyonları, anne karnında kimyasala maruz kalmayı veya ilaç kullanımını gösterebilir (gebelikte annenin rubella geçirmesi veya annenin aşırı alkol kullanımı)
  • Sıklıkla diyabetik annelerin çocuklarında doğum ağırlığı yüksek olabilir ve bu bebeklerde DKH görülme riski daha yüksektir.
  • Kalpten çıkan büyük damarların çıkış yerlerinin anormalliği ile ilişkili olan büyük arterlerin transpozisyonu (BAT) olan bebekler sıklıkla daha yüksek bir doğum ağırlığına sahip olarak doğarlar. Bu bebekler siyanotiktirler (mor bebek).

Bebek ve çocuklarda DKH düşündürecek şikayet ve bulgular nelerdir?

  • Kilo alımında yavaşlama, gelişme ve büyüme geriliği
  • Siyanoz (morarma)
  • Hızlı nefes alıp verme, nefes almada güçlük
  • Göz kapaklarında şişlik
  • Sık solunum yolu enfeksiyonları geçirilmesi
  • Egzersiz intoleransı
  • Kalpte üfürüm duyulması
  • Göğüs ağrısı
  • Bayılma
  • Çarpıntı
  • Eklem şikayetrleri
  • Nörolojik belirtiler

Aile öyküsü DKH için önemli midir?

  • Aile bireylerinde kalıtsal hastalık olması
  • Aile bireylerinde DKH olması

Birinci derece akrabalarında doğumsal kalp hastalığı olan bebeklerde doğumsal kalp hastalığı daha sıktır. Bir araştırmaya göre bir kardeşinde kalp hastalığı olan çocuklarda risk %3.4, anne ya da babasında olanlar için %1.8 bulunmuştur.

  • Aile bireylerinden birinde romatizmal ateş geçirme hikayesi
  • Ailede hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, ateroskleroz, hiperkolesterolemi olması, doğumsal kalp hastalığı için önemlidir.

Doğumsal kalp hastalığının (DKH) erken tanısının önemi nedir?

Doğumsal kalp hastalığı olan bebek ve çocukların erken ve doğru tanı alabilmeleri tedavi planı açısından yaşamsal önem taşır. Bazı kalp hastalıkları için saatler önemlidir. Çocuk kardiyolojisi olan bir merkeze ulaşana kadar geçen süre kimi zaman çocuğun yaşam kalitesini belirleyici en önemli etken olmaktadır.

Doğumsal kalp hastalıklarının sıklığı nedir?

Doğumsal kalp hastalıkları en sık rastlanılan doğumsal anomaliler olup sıklığı 1000 canlı doğumda yaklaşık 8’dir. Yani her 1000 bebeğin 8’inde yaşamının bir döneminde doğumsal kalp hastalığı saptanmaktadır.

Doğumsal kalp hastalıklarının nedenleri nelerdir?

Doğumsal kalp hastalığı dışında anormallik bulunmayan bebeklerin çoğunda altta yatan bir neden bulunamaz. Bilinen nedenler şunlardır:

  • Kromozom bozuklukları
  • Kalıtsal sendromlar
  • Çevresel etkenler
  • Genetik nedenler
  • Multifaktöriyel nedenler

Doğumsal kalp hastalıklarının yineleme riski nedir?

Ailede bir bebekte doğumsal kalp hastalığı varsa doğacak diğer bebeklerde de hastalığın ortaya çıkma olasılığı kalp hastalıklı çocuğu olmayan bir aileye göre daha fazladır.

Kalp hastalıkları büyüme ve gelişmeyi nasıl etkiler?

Özellikle kalbin sol tarafından sağ tarafına fazla miktarda kan geçişi olan geniş deliklerde (VSD) ya da patent duktus arteriozusta büyüme olumsuz etkilenir, kilo alımı güçleşir. Hipoksi ile birlikte pulmoner kan akımı fazla olan kalp hastalıklarında beslenme bozukluğu daha belirgindir.

Çocuk ve bebeklerde kalp hastalığının belirtileri nelerdir?

Ciddi kalp hastalıkları genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç ay içinde belirtilere neden olur. Bazı bebeklerde doğumdan hemen sonra morarma veya düşük kan basıncı görülebilir. Bazı çocuklarda ise solunum sıkıntısı, beslenme güçlükleri veya kilo alamama görülür. Küçük bozukluklar bir belirtiye neden olmayabilir. Çocuklarda saptanan üfürümlerin bir kısmı kalpteki bozukluklara bağlı olabilir.

  • Küçük çocuklarda; morarma, sık nefes alıp verme, zorlu solunum, beslenme güçlüğü, kilo almada yetersizlik, terleme, huzursuzluk, halsizlik
  • Büyük çocuklarda; eforla yorulma, halsizlik, baş dönmesi, çarpıntı, bayılma

Anne-babayı bebekte kalp hastalığından kuşkulandıracak durumlar nelerdir?

  • Bebeğin yaşına uygun miktarda mama alamaması,
  • Beslenme süresinin uzaması (normalde bir beslenme yaklaşık 20 dakika sürer),
  • Beslenirken yorulma,
  • Beslenirken sık nefes alma, terleme, sinirlenme.

Doğumdan önce bebekte kalp hastalığı olup olmadığı anlaşılabilir mi?

Fötal ekokardiyografi ile kalp hastalıklarının çoğu %83-90 doğrulukla gebelikte tanınabilir.

Fötal ekokardiyografi gereken durumlar nelerdir?

A. Anne ile ilgili durumlar a. Annede diyabetes mellitus olması durumunda bebekte kalp hastalığı ortaya çıkma insidansı %3-7 arasındadır. Kan şekerinin iyi kontrol edilememesi halinde risken yüksektir.
b. Kollajen doku hastalıkları: Annede sistemik lupus eritematozus gibi otoantikor üretimi görülen bir hastalığın olması fötusta ritim sorunlarına neden olabilir.
c. Fenilketonüri: Bebekte kalp hastalığı riski %25-50 arasındadır. Fenilalanin düzeyi yüksek
olan annelerin çocuklarında kalp hastalığı sıklığı normal popülasyonun 10 katıdır.
d. Kan uyuşmazlığı: Fötuste kansızlığa ve kalp yetmezliğine neden olabilir.
e. İleri anne yaşı: 35 yaş üstündeki annelerin bebeklerinde doğumsal bozukluklar daha sıktır (özellikle trizomi 21).
f. Gebelik sırasında kullanılan bazı ilaçlar fötusta organ gelişimini bozabilir.
g. Gebelikte enfeksiyon
h. Daha önce anomalili bebeklerin doğmuş olması B. Fetusla ilgili durumlar
a. Gebelik sırasında yapılan ultrasonografik incelemelerde kalpte anormallikten kuşkulanılması. Kalbin dört-boşluk pozisyonunda anormal görüntü doğumsal kalp hastalığı olasılığını düşündürür.
b. Ultrasonografide kromozom anomalisi düşündüren bir bulgu olması kalbin de ayrıntılı incelenmesini gerektirir.
c. Fötal kalp hızında anormallik
d. Ailede doğumsal kalp hastalığı öyküsü;
Fötal ekokardiyografi 16. haftadan itibaren her gebelik haftasında yapılabilir. İlk inceleme için 18-20. haftaların seçilme nedeni görüntünün daha iyi olması ve anormallik saptandığında gebeliği sonlandırma şansı vermesidir.

Doğumsal kalp hastalıklarına tanı ne zaman ve nasıl konulur?

Doğumsal kalp hastalıklarının: %46’sına ilk 1 haftaya kadar %88.3’üne 1 yaşına kadar %98.8’ine 4 yaşına kadar tanı konulur.
Tanıların büyük kısmı yalnızca hastanın yakınmalarının dinlenmesi ve muayene ile konulabilirÇağdaş çocuk kardiyolojisinde ekokardiyografi ile hemen tüm kalp hastalıklarına tanı konulabilmektedirDoğumsal kalp hastalıklı bebeklerin pek çoğu günümüzde pediatrik kardiyoloji ve kalp cerrahisindeki gelişmelerle tedavi edilebilir hale gelmiştir.
Kalp hastalıklarından ölümler yaşamın ilk haftasındaki ölümlerin yalnız %3-5’lik kısmını tutar. İlk ay içindeki ölümlerin %33’ünden doğumsal kalp hastalıkları sorumludur. Bununla birlikte doğumsal kalphastalıklarının büyük bölümü girişimsel kardiyoloji (balon valvüloplasti, koil ile PDA kapatılması, vb) ve cerrahi yöntemlerle başarı ile tedavi edilebilir.

Doğumsal kalp hastalığı nasıl oluşur?

Doğumsal kalp hastalığının oluşumunda genetik eğilim ve çevresel faktörler sorumlu tutulmaktadır. Kalp gebeliğn ilk 10 haftasında oluşur. Kalp anomalileri bu dönemdeki etkilenmelerin sonucudur. Bazı doğumsal kalp hastalıklarıkromozom anomalileri ile birliktelik gösterir.Bunların en iyi bilineni Down sendromudur. Annenin gebelikte alkol alım ve bazı ilaçların kullanımı doğumsal kalp hastalıgına yol açabilir. Diyabetik annelerin bebeklerinde de doğumsal kalp hastalığı sıklıgı artmıştır.

Çocuklarda görülen kalp hastalıkları nasıl teşhis edilir? Teşhis için gerekli olan tetkikler nelerdir?

Hastanın şikayetleri, aile hikayesi, hastanın tıbbi geçmişi, ayrıntılı fizik inceleme ile başlanıp, EKG, telekardiyografi ve ekokardiyografi gibi tetkikler kullanılarak teşhis edilirler. Bazen kalp kateterizasyonu ve anjiyografi yapılması da söz konusudur.

Çocuk ve bebeklerde kalp hastalığının belirtileri nelerdir?

Doğumsal kalp hastalığının klinik belirtileri genellikle şöyledir: Morarma kilo alamama dolayısıyla büyüme geriliği sık alt solunum yolu enfeksiyonları ve yorgunluk.

Doğumsal kalp hastalıklarını anne baba fark edebilir mi?

Doğumsal kalp hastalıgı olan bebekler sık nefes alır. Beslenirken çabuk yorulu . Sık sık alt solunum yolu enfeksiyonu geçirirler. Bazı doğıumsal kalp hastalıgı olan bebeklerin agız etrafında ve parmak uçlarında morarma görülür.

Doğumsal kalp hastalıkları önlenebilir mi?

Doğumsal kalp hastalıgı multifaktöriyel kalıtım gösteren hastalıklardan olup tamamen önlenmesi mümkün değildir. Olumsuz etkisi bilinen ilaçların kullanımından ve çevresel zararlı etkenlere maruz kalmaktan korunma kısmen yararlı olabilir. Gebelik döneminde yapılacak fetal ekokardiyografik inceleme erken tanı ve doğum sonrası dönemde erken müdahale olasılığı sağlaması açısından önemlidir. Çocugunda doğumsal kalp hastalığı olan aileler ise yeni doğan bebeklerinin kalbini ekokardiyoğrafi ile kontrol ettirebilir.

Doğumsal kalp hastalıkları anne karnında teşhis edilebilir mi ?

Doğumsal kalp hastalıklarının gebelik sırasında tanısı mümkündür. 16-18 gebelik haftasında bebeğin kalbi fetal ekokardiyografik inceleme ile görüntülenebilir.

Doğumsal kalp hastalıklarının görülme oranı nedir?

Ülkemizde nufus ve kaba doğum hızı göz önüne alındıgında her yıl 10.000-12.000 tane dogumsal kalp hastalıklı bebek dünyaya gelmektedir. Ayrıca bir bebekelerinde kalp anomalisi olan aielerde tekrarlama riski%3 tür. Ancak bu oran iki hasta çocuk varsa %10 üç hasta çocuk varsa %25 çıkar. Kendisinde doğumsal kalp hastalıgı olan annelerin de böyle bebeklere sahip olma riski %66 ile %10 civarındadır.

Yeni doğan bebeklere kalp ameliyatı yapılabilir mi?

Kalp hastalıklarının cerrahi tedavisi günümüzde yenidoğan döneminde de yapılabilmektedir. Operasyon gereksinimi çocugun hastalıgının ciddiyetine bağlı olarak belirlenir. Günümüzde artık bebegin belirli bir kiloya ulaşması gereksinimini yoktur.

Doğumsal kalp hastalıkları büyüme ve gelişmeyi nasıl etkiler?

Doğumsal kalp hastalığı olan bebeklerde gelişme geriliği olur. Bu ilk yaşta ön planda kilo alımı güçlüğü ile karşımıza gelir. Erken tedavisi zamanında yapılan bebeklerin büyümeleri hız kazanarak normale döner ve yaşıtlarını yakalarlar.

Çocuklarda en çok görülen kalp hastalıkları hangileridir?

Doğumsal kalp hastalıklarının önemli kısmını kalpteki delikler ( VSD, ASD ), kapak ve damar darlıkları ( kalpten çıkan aort ve akciğer damarlarının kapaklarındaki darlıklar, kalp içindeki mitral ve triküspit kapak hastalıkları ), PDA dediğimiz bebek doğmadan önce mevcut olup doğumdan sonra kapanması gerekirken bazen hemen kapanmayan damar bağlantısı oluştururken az bir kısmını ise morarma ile giden kompleks doğumsal kalp hastalıkları oluşturur.
Edinsel dediğimiz kalp hastalıkları ise sonradan oluşan kalp hastalıkları olup bunlar enfeksiyon, sistemik hastalıklar ve başka birçok nedene bağlı ortaya çıkarlar. Bu iki grup hastalık dışında, bu iki grup hastalıkla birlikte veya tek başına da oluşabilen ritim bozuklukları dediğimiz ayrı bir hastalık grubu daha vardır.

Hangi çocuklar daha fazla risk altındadır?

Annenin gebelikte bazı enfeksiyonları geçirmiş olması ve bazı ilaçların kullanılması, annenin sistemik hastalıklarının olması (diyabet, bağ dokusu hastalığı vs.) risk faktörüdür. Alkol, sigara ve uyuşturucu gibi toksinlere maruz kalan fetüsler daha fazla risk altındadır. Down sendromu ve bazı kromozom bozukluklarına bağlı hastalıklar ileri anne yaşına bağlı olabileceği için gebelikte tarama testlerinin yapılması önemlidir. Edinsel kalp hastalıkları içinde en sık görülenlerden ateşli eklem romatizması beta hemolitik streptokok dediğimiz üst solunum yolunun bir enfeksiyon hastalığına bağlı olarak oluşur ve bu hastaların bir kısmında da kalp kapaklarında hasara neden olur.

Çocuklarda kalp hastalıklarının belirtileri nelerdir? Anne babalar nelere dikkat etmeli?

• Üfürüm duyulması
• Morarma, morarma nöbeti ve çömelme
• Kilo alamama ve gelişme yetersizliği
• Sık nefes alma, sıkıntılı solunum, göz kapaklarında şişme
• Sık solunum yolu enfeksiyonu
• Göğüs ağrısı
• Egzersizi tolere edememek
• Eklem bulguları
• Nörolojik bulgular
Bu bulgulardan herhangi biri çocuk hekimi tarafından fark edildiği zaman hasta çocuk Kardiyoloji uzmanına gönderilir. Anne ve babalar da kendileri bu bulguları fark ederlerse Kardiyoloji uzmanına başvurabilirler.

Çocuklarda kalp hastalıkları nasıl tedavi edilir? Hangi durumlarda ameliyat veya kalp nakli gereklidir ?

Çocuklarda doğumsal kalp hastalıklarının büyük kısmında tedaviye gerek olmadan hastalığın doğal seyri izlenir, hiç tedavi gerekmez. Bazı hastalarda kardiyolojik izleme sırasında bebeğin gelişimini engelleyecek veya ona zarar verecek durumlarda girişim (girişimsel kalp kateterizasyonu yolu ile ameliyatsız tedavi yöntemi) veya kalp ameliyat gerekebilir. Büyük delikler, önemli kapak ve damar darlıkları, önemli kapak hastalıkları girişim ve ameliyat gerektirebilir.
Morarma ile giden kompleks doğumsal hastalıklarda tek operasyon veya değişen zamanlarda aşamalı operasyonlar gerekebilir. Kalp nakli çok seyrek başvurulan bir tedavi olup kalp kasının tamamen bozulduğu hastalıklarda (kardiyomyopati vs.) ve bazı kompleks doğumsal hastalıklarda başvurulan bir tedavidir.

Kalp hastası bir çocuğun normal bir yaşam sürmesi mümkün mü?

Çocuklarda doğumsal kalp hastalıklarının büyük kısmında tedaviye gerek olmaz, çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından klinik muayene, EKG ve EKO ile izlenirken hastalığın doğal seyri sırasında çocuğun gelişimi hiç etkilenmez, büyük kısmında yaşam süresi ve kalitesi normal çocuklar gibidir. Daha az bir kısmında tam tedavi ile normal çocuklar gibi yaşaması sağlanır, sadece olası gelişebilecek durumlar için kardiyoloji takiplerine devam edilir. Bazı daha seyrek olan hastalıklarda tedavi ile yaşam kalitesi düzeltilebilir ancak tamamen normal bir yaşam sürmesi mümkün olmaz, yaşam süresi de hastalığın ve tedavinin tipine göre kısalabilir, nihai yaşam umudu azalabilir.

Kalp hastası çocukların anne babaları nelere dikkat etmeli?

Anne ve babaların bebeklerin doğumdan sonraki rutin takiplerini düzenli yaptırmaları kalp sağlığı açısından önemlidir çünkü çocuk hekimi belirtileri fark ettiği zaman hastayı çocuk Kardiyoloji uzmanına yönlendirir. Düzenli tıbbi muayene bütün çocuklarda olduğu gibi doğuştan kalp hastalığı olanlarda da önemlidir. Bu kontroller çocuğunuzun gösterdiği gelişmeyi takip etmek için de gereklidir. Bu çocuklar birçok çocukluk çağı hastalıklarını normal çocuklar gibi geçirirler. Ancak kalp hastalığı olanlarda enfeksiyon hastalıklarından korunma, aşıların düzenli yapılması, iyi beslenme ve bakım sağlam bebeklerde olduğundan daha da önemlidir. Aşıları diğer çocuklara önerilen zamanlarda ve dozlarda yapılır. Ancak ek aşılar önerilebilir. Doğuştan kalp hastalığı olan birçok çocuk aktif bir yaşam sürebilir. Çocuğun yapmaktan hoşlanacağı ve kalp sağlığı için gerekli olan egzersizler konusunda uzman kişilerden öneriler alınmalıdır. Bazı özel durumlarda ise çocuğun bazı ağır aktivitelerden kaçınması önerilebilir. Bunların dışında hastalığın cinsine göre bazı hastalığa ait ayrıca dikkat edilecek durumlar olduğunda çocuk Kardiyoloji uzmanı bu önlemler hakkında aileyi bilgilendirecektir

Yetişkinlerde görülen Kalp Hastalıkları nelerdir?

Kalp-damar hastalıklarının temel bileşenleri olan kalp hastalıkları ve felç, gelişmiş ülkelerde ölümlerin ve özürlülüğün en sık görülen sebepleridir. Bu hastalıklar sadece hastaları değil aileleri ve tüm toplumu etkilemektedir. Toplumun bilinçlendirilmesi ve yaşam tarzında yapılacak değişiklikler, bu hastalıkların neden olduğu özürlülüğü azaltmada önemlidir.
Kan kolesterolü ve kan basıncı yüksekliği kalp-damar hastalıkları için en önemli risk faktörleridir. Bu nedenle kan basıncınızı düzenli olarak kontrol ettirilmelidir.
Kan kolesterol düzeyinde %10’ luk bir azalma, kalp damarlarında hastalık riskini %35 azaltabilir. Bazı koruyucu ilaçlar başlanabilir.
Kalp hastalıkları için diğer önemli risk faktörleri ise; şeker hastalığı, sigara kullanımı, fiziksel aktivite eksikliği, yanlış beslenme alışkanlıklarını ve şişmanlıktır.
Ailenizden birine veya size kalp hastalığı ve felç riskini azaltmak için yaşam tarzınız ile ilgili değişiklikler önerildiğinde, bunları uygulamakta zorlanabilirsiniz, ancak yapmanız gerektiğini unutmayınız.

Kalp hastalığı riskini azaltmak için neler yapabilirsiniz?

Dengeli ve düzenli beslenin. Gerekirse bir beslenme uzmanından bu konuda öneriler alın.
Aşırı tuz ve yağ tüketmekten kaçının
Sigarayı bırakın
Aşırı kilolu iseniz kilo verin
Fiziksel aktivite düzeyinizi artırın, ancak aktivitelerinizi ve egzersizlerinizi rasgele değil sizin özelliklerinize uygun planlanması gerektiğini unutmayın.
Kan kolesterol düzeyinize dikkat edin
Doktorunuz kalp hastalığınız için ve bu hastalığa bağlı olarak gelişebilecek problemleri azaltmak için size ilaç tedavisi önerebilir.
Doktorunuza ilaçlarınız hakkında soru sormaktan çekinmeyin

İlacınızı ne zaman, nasıl ne kadar süre ile kullanacaksınız ?

İlaçla beraber beslenmenizde dikkat etmeniz gereken noktalar var mı? İlacın olası yan etkileri nelerdir? Mutlaka öğrenin.

Ailenizden biri kalp hastalığı geçirmiş ise neler yapabilirsiniz?

İlaçlarını kullanmasına ve tedavisine yardımcı olabilirsiniz.
Yaşam tarzında yapması gereken değişiklikler için destek olun.
Değişiklikleri yavaş yavaş yapın.
Tedavi için uzman kişilerce önerilen egzersizleri birlikte yapın.
Sigarayı bırakması için ona destek olun. Siz de sigara içiyorsanız bırakın. Kalp krizinin belirtilerini öğrenin. Kalp krizi bazen aniden gelişir, ancak genellikle hafif ağrı ve rahatsızlık ile yavaş başlangıç gösterir. Başlıca belirtileri göğüs ağrısı, vücudun üst kısmında diğer bölümlerde rahatsızlık, nefes darlığı, soğuk terleme, bulantıdır.

Çocuk Kalp Hastalıkları, Tedavi Yöntemleri

Girişimsel Kateterizasyon

Teknolojik gelişmelere paralel olarak kateter laboratuarında ve kullanılan malzemelerdeki gelişmeler sonucu, bazı kalp hastalıkları için tedavi edici girişimler yapılabilmektedir. Bu girişimler ile kritik hasta yenidoğanların yaşamlarını sürdürebilmeleri sağlanabilmekte, bazı kalp hastalıklarında elektif cerrahi girişimin gereksinimini ortadan kaldırabilmekte veya geciktirilebilmektedir.

Çok küçük olan kalp kapakları ve kan damarları balon veya stent kullanılarak ameliyatsız genişletilebilmekte, yine bazı siyanotik konjenital kalp hastalıkları varlığında uygulanan işlemlerle hastaya zaman kazandırılabilmektedir (stentle duktusun açık bırakılması ya da balon ile ASD’nin genişletilmesi gibi). Kalp içindeki anormal bağlantılar (delikler) ve anormal damar açıklıkları bazı özel cihazlar kullanılarak kapatılabilmektedir. aşağıda bu girişimsel işlemler ile ilişkili olarak kısa bilgiler verildi.

Balon atriyal septostomi

Özel balon uçlu kateter kullanılarak patent foramen ovale veya küçük ASD’yi genişletmeyi amaçlayan işlemdir. Böylece sağ ve sol atriyum arasındaki bağlantı genişletilmiş olur. Siyanotik konjenital kalp hastalıklarının bazılarının varlığında yenidoğan döneminde uygulanan bu işlem hayat kurtarıcıdır. Radikal ameliyata kadar hastaya zaman kazandırır.

Hangi durumlarda yapılır?

  • Büyük arter transpozisyonu varlığında
  • Restriktif ASD’li total anormal pulmoner venöz dönüşü olan bebeklerde
  • Pulmoner atrezi, Mitral atrezi, Triküspit atrezisi varlığında
  • Hipoplastik sol kalp sendromu olan bazı hastalarda

Nasıl yapılır?

Kateter laboratuarında, sedasyon veya hastanın durumuna göre genel anestezi altında, floroskopi ve ekokardiyografi eşliğinde, monitorize ve steril şartlarda deneyimli pediatrik kardiyologlar tarafından yapılır.
Özel balon uçlu kateter sol atriyuma kadar ilerletilir ve burada uygun miktarlardaki kontrast madde ile şişirilerek, uygun teknikle sağ atriyuma doğru geri çekilerek PFO veya küçük ASD’nin genişletilmesi sağlanır (şekil 1- 2)

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 1. Balon atriyal septostomi işlemi şematik görüntü

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 2. Balon atriyal septostomi işlemi anjiyo görüntüsü. Sol atriyum içinde şişirilen balon (soldaki resim), sol atriyumdan sağ atriyuma doğru çekilerek atriyumdaki defekt genişletilmeye çalılışılmış. Balon sağ atriyumda inferior vena ağzında (sağdaki resim)

Riskleri nelerdir?

Kalp kateterizasyonu ve anjiografisi için geçerli olan riskler, bu durum için de geçerlidir.

Balon valvüloplasti

Kapaklardaki darlıkların, darlık olan bölgeye ilerletilen balonun, o bölgede şişirilmesi ile genişletilmesi amacı ile yapılan işlemdir. Kullanılan balonlar özel olarak hazırlanmıştır ve önceden belirlenen çaplarını koruyan özelliktedirler.

Pulmoner bolan valvüloplasti (PBV):

Çocuklardaki pulmoner kapak darlıklarında kullanılan yöntemdir (şekil 3)

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 3. Pulmoner darlıkta pulmoner balon valvüloplasti işleminin şematik görünümü

Aort balon valvüloplasti (ABV):

Çocuklardaki aort kapak darlıklarının genişletilmesinde kullanılan yöntemdir (şekil 4)

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 4. Aort darlığında aort balon valvüloplasti işleminin şematik görünümü

Mitral balon valvüloplasti:

Çocuklardaki mitral darlıkların tedavisinde kullanılan yöntemdir (şekil 5). Romatik mitral darlıkta doğuştan mitral darlığa göre daha etkilidir.

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 5. Mitral kapak darlığında uygulanan mitral valvüloplasti şematik görünüm

Prostetik konduitlerin ve konduitli kapakların darlıklarında da bolon dilatasyon işlemi uygulanabilmektedir. Balon işlemi ile bu bölgelerde gelişmiş olan darlıktan dolayı oluşan gradient (basınç farkı) azaltılabilmektedir.

Balon anjiyoplasti

Damarlardaki darlıkları açmak için kullanılan yöntemdir. Uygun kılavuz tel üzerinden ilerletilen balon, damardaki dar bölgeye yerleştirilir ve uygun basınçta şişirlip indirilerek dar olan damar bölgesi genişletilmeye çalışılır. Kullanılan balonlar özel olarak hazırlanmıştır ve önceden belirlenen çaplarını koruyan özelliktedirler.

Koarktasyon anjioplasti:

Aort koarktasyonu olan hastalarda cerrahiye alternatif kullanılan yöntemdir (şekil 6-7). Özellikle ameliyat sonrası rezidüel aort koarktasyonunun giderilmesinde balon anjiyoplasti faydalı bir yöntem olarak kabul görmektedir. Nativ (ameliyat olmamış) koarktasyonda balon anjiyoplasti kullanılan bir yöntem olmakla beraber, ilk seçenek cerrahi mi yoksa anjiyoplasti mi olmalıdır konusu hala tartışmalıdır.

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 6. Koarktasyon bölgesinde şişirilen balon kateterinin şematik görünümü

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 7. Aort koarktasyonu balon öncesi (A) ve sonrası (B) anjiyo görünütüsü

Periferik pulmoner arter anjiyoplasti:

Pulmoner arterlerin dallarının darlıklarında kullanılan balon anjiyoplasti yöntemidir. Ancak sadece balon ajiyoplastiye göre stentli balon anjiyoplasti girişimi daha başarı ile pulmoner arter darlıklarını düzeltebilmektedir. Periferik pulmoner arter darlıklarının cerrahi olarak düzeltilmesi sıklıkla mümkün olmadığı için stentli balon girişimi kabul edilen bir seçenektir.
Sistemik venöz darlıkların düzeltilmesinde de balon anjiyoplasti yöntemi kullanılabilmektedir.

Kapatma teknikleri

Önceden cerrahi yöntemlerle kapatılması mümkün olan bazı defektler (delikler ve açıklıklar) de, artık kalp kateterizasyonu laboratuarında, kullanılan bazı özel cihazlar ve yöntemlerle, ameliyat olmadan da kapatılabilmektedir. Bu cihazlarla kapatmanın avantajı hastanede kalma süresinin kısa olması, hastaların hızlı iyileşmesi ve göğüste skar dokusunun (yara) olmamasıdır. Bu cihaz ve teknikler PDA, ASD, VSD ve kollateral arterler için tercih edilen girişimlerdir.

Atriyal septal defekt kapatma :

Atriyal septal defekti olan hastalardan, özellikle sekundum ASD’si olan hastalarda tercih edilen kapatma yöntemidir (şekil 8-9).

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 8. ASD kapatma cihazının (Amplatzer occluder) dışardan görüntüsü (a) ve ASD kapatıldıktan sonraki anjiyo görüntüsü (b)

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 9. ASD kapatma cihazı ile kapatılmış ASD (şematik görünüm)

Ventriküler septal defekt kapatma:

Ventriküler septal defekti olan çocuk hastalardan, özellikle müsküler VSD’si olan hasta grubunda kullanılan kapatma yöntemidir (şekil 10).

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 10. Müsküler tip VSD’nin VSD kapatma cihazı ile kapatılmış şematik görüntüsü

Patent duktus arteriyosuz kapatma:

Bebek ve küçük çocuklarda PDA kapatmak için kullanılan yöntemdir (şekil 11).

Girişimsel Kateterizasyon

Şekil 11. Amplatzer kapatma cihazı ile kapatılmış PDA’nın şematik görüntüsü

Aortopulmoner kollaterallerin, sistemik arteriyovenöz fistüllerin, pulmoner arteriyovenöz fistüllerin ya da artık ihtiyaç duyulmayan cerrahi girişimle yapılmış şantların kapatılmasında da bazı özel cihazlarla özel yöntemler kullanılabilir.

Ayakta Kan Basıncı

Hastaların günlük normal hayatlarındaki ve uykularındaki kan basınçları 24 saat süreyle kaydedilir. Özellikle labil hipertansiyonlu (oynak hipertansiyonlu) hastaların tanısında yararlıdır. Hastalara takılan portatif ve bilgisayar tarafından programlanabilen bir elektronik tansiyon aleti ile bundan elde edilen verilerin değerlendirildiği bir bilgisayardan oluşur.

Bazı durumlarda tansiyonun gün içinde nasıl seyrettiğini bilmek, ilaç tedavisi ile tam olarak kontrol altında olup olmadığını tayin etmek, gece olması beklenen düşmenin olup olmadığına bakmak ve beyaz gömlek hipertansiyonunu araştırmak gerekli olabilir.

Bunun için küçük bir cihaz hastaya takılarak manşonu kola sarılır ve kişi normal günlük yaşantısına döner. Cihaz, hastanın normal yaşantısı sırasında 24 saat süreyle ve planlanan belli aralıklarla, tansiyonu ölçerek kaydeder. Süre sonunda hastadan cihaz çıkarılır ve kaydedilen bilgiler bilgisayarda değerlendirilir, böylece bütün bir gün boyunca kişinin tansiyon profili ortaya çıkarılır.

Kalp Kateterizasyonu ve Anjiografi

Kalp kateterizasyonu ve anjiografi çocuk hastalarda ekokardiyografi ile tanımlanması olası olmayan kalp hastalıklarının tanımlanması ve hastalığın fizyolojik mekanizmalarının açıklanması amacı ile kullanılabildiği gibi (tanısal kalp kateterizasyonu); bazı kalp hastalıklarının tedavisinde (tedavi edici kalp kateterizasyonu) de kullanılabilir.

Kalp kateterizasyonu ve anjiografi kalp hastalarının çoğu için tanı koydurucu son testtir. İşlem hastanın kooperasyonuna bağlı olarak sadece lokal anestezi ile yapılabileceği gibi, sedasyon veya bazı durumlarda genel anestezi altında yapılabilir.

İşlem kataterizasyon laboratuarında ve steril ortamda uygulanır.

Yapılacak işleme bağlı olarak girişim yapılacak periferik damara işlem öncesi karar verilir. Genellikle kullanılan periferik damarlar femoral arter veya vendir. Bu damarlara ulaşma için en uygun olan bölge, kasık bölgesi, işlem öncesi aseptik solusyonlarla temizlenir ve ardından steril ortamda kasık bölgesine lokal anestezik madde uygulnır. Sonrasında hastanın yaşı ve kilosuna, ayrıca yapılacak işlemin özelliklerine uygun olarak seçilmiş olan kateterler femoral arter veya vene yerleştirlir. Floroskopi altında kalp ve santral damarlara bu kateterler ilerletilir. Kalp ve damar içindeki basınç değerleri ve kan oksijen saturasyonlarına bakılır. Oksijen saturasyon değerleri, eğer var ise kalp içi şantların yeri ve miktarı hakkında bilgi sağlar. Basınç değerleri darlık yeri ve şiddeti hakkında bilgi verebilir. Kalp debisi oksijen saturasyon değerlerinden (Fick prensibi) hesaplanabilir.

Ekokardiyografi ile elde edilen bilgiler ve kateterizasyon ile elde edilen oksijen saturasyonu ve basınç verileri, kardiyovasküler yapıların şeklini ortaya çıkarmak için gereken selektif anjiogramların sayısını ve yerini belirlemeye yardım eder. Radyoopak boya kalp içinde yönlendirilen kateterler vasıtası ile, isteten miktar ve basınçta, istenen bölgeye enjekte edilir ve sıklıkla iki planlı (biplane) düzlemde kalp hastalığının özelliklerine göre seçilmiş olan özel pozisyonlarda anjiogramlar kaydedilir.

Neden kalp kateterizasyonu ve anjiografi yapılması gerekir?

  • Ekokardiyografi ile tanısı ve fizyolojisini anlamada güçlük çekilen kalp hastalıklarının tanımlanmasında
  • İşlem sırasında balon atriyal septostomi ya da palyatif cerrahi gerektiren siyanotik DKH varlığında
  • Kalp ameliyatları sonrası eğer hastanın yetersiz yanıt aldığı düşünülüyorsa
  • Balon anjiyoplasti ya da valvüloplasti gerektiren lezyonlar varlığında
  • Akciğer parankimindeki damarların gösterilmesinde ekokardiyografinin yetersiz kaldığı DKH varlığında

Kalp kateterizasyonu ve anjiografinin riskleri nelerdir?

Risk hastanın yaşına, hastalığına, lezyonun tipine ve işlemi yapan hekimin deneyimine göre değişkenlik gösterir. Ölümcül komplikasyon oranı %1’den daha düşüktür. Yenidoğan döneminde bu risk %5’e çıkabilir. Aşağıda bazı komplikasyonlar sıralandı;

  • Kateterin yerleştirilmesi ve manuplasyonu sırasında ortaya çıkabilecek riskli durumlar (ciddi aritmiler, klap blokları, kalp perforasyonu, hipoksik nöbet, arteriyel tıkanma, hemoraji ve enfeksiyon)
  • Kullanılan kontrast madde ile ilişkili olarak ortaya çıkabilecek riskli durumlar (kontrast maddeye karşı gelişebilecek alerjik reaksiyon, miyokard içine enjeksiyon ve renal komplikasyonlar)
  • Radyasyon, sedasyon ve ilaçlarla ilişkili komplikasyonlar (hipotermi, asidemi, hipoglisemi, konvülsiyonlar, hipotansiyon ve solunum depresyonu)

Uzun Süreli EKG Kaydı

Uzun süreli EKG kaydı aritmilerin sıklığı ve şiddetininin belgelenmesinde, hastanın semptomları ile aritminin ilişkisinin ve antiaritmik tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesinde en faydalı yöntemdir.

Aritmi süresinin uzunluğuna göre birkaç farklı tipte uzun süreli EKG kaydedicileri vardır.

  1. HOLTER monitörizasyonu: 24 saat (ya da 72 saate kadar) içinde oluşan olayları kaydeder
  2. Anlık kaydedici (event recorder): daha uzun aralıklarla şikayeti olan hastalrda (haftalar-aylar, tipik olarak 1 ay) kullanılır.
  3. İmplante edilebilir loop kaydediciler: hastanın semptomları 6 ayda bir gibi çok seyrek geliyorsa kullanılır. 14 aya kadar ritmi kaydedebilir.

Egzersiz Stres Testi

Kalp damar hastalıklarını araştırmada kullanılan testlerden biridir.

Hasta, dönen bir bant üzerinde yürütülerek (treadmill) veya sabit bir bisiklette pedal çevirtilerek (ergometrik bisiklet protokolleri) kalp hızı artırılır. Bu sırada hastadan alınan EKG kayıtlarının bilgisayarda analizi yapılır. Normal EKG’de görülmeyen bozukluklar bu test sayesinde ortaya çıkarılabilir.

Egzersiz testi sırasında hastalar göğüs ağrısı, bayılma, iskemik değişiklikler ya da EKG’de aritmi, oksijen saturasyonu, kalp hızı ve kan basıncı cevabı için monitorize edilir.

En sık çocuklarda kullanılan test yöntemi Bruce protokolüdür. Bu protokolde hasta dönen bir bant üzerinde yürütülür. Her 3 dakikalık basamaklarda treadmilin hızı ve eğimi arttırılarak egzersiz seviyesi yükseltilir. Basamak değişmeleri haricinde çocukların parmaklıklardan tutunmasına izin verilmez, çünkü bu durum işin metabolik yükünü azaltır ve egzersiz süresini arttırır.

Egzersiz testi sırasında monitörize edilenler;

  • Egzersize dayanma süresi
  • Kalp hızı
  • Kan basıncı
  • EKG
  • Oksimetri

Egzersiz testi endikasyonları;

  • Egzersizle şiddetlenen ya da tetiklenen özel belirti ve bulguların değerlendirilmesi
  • Özel tıbbı ya da cerrahi tedavilerin değerlendirilmesi
  • Eğlence, atletik ya da mesleki aktiviteler için fonksiyonel kapasite tayini
  • Başlangıç ve seri test ölçümleri ile prognozun değerlendirilmesi
  • Kalp, pulmoner ya da kas-iskelet rehabilitasyonu için eşik değerlerinin tespit edilmesi
  • Miyokardiyal iskemi varlığı ya da aritmileri de içeren kalp kaynaklı, pulmoner veya diğer organlarla ilgili hastalığı olan çocuklarda egzersize anormal cevabın tanımlanması veya değerlendirilmesi

Kontraendikasyonlar ;

  • Akut miyokardit ya da perikardit
  • Ciddi aort darlığı ya da pulmoner darlık
  • Pulmoner hipertansiyon
  • Belgelenmiş uzun QT sendromu
  • İstirahatte kontrol edilemeyen hipertansiyon
  • Stabil olmayan aritmiler
  • Marfan sendromunda rutin test
  • Kalp transplantasyonunda rutin test

Egzersiz testinin sonlandırılmasının nedenleri;

  • Tanı koydurucu bulguların saptanması ve testin ek bir bilgi veremeyeceğinin düşünülmesi
  • Monitörizasyon cihazlarının yetersizliği
  • Testin devamında hastanın iyiliğinin tehlikeye atabilecek belirti ve bulguların bulunması

Telekardiyografi (TELE), Çocuk Kalp Hastalıkları

Telekardiyografi (tele), kardiyak değerlendirmenin temel kısımlarından biridir. Belli bir uzaklıktan çekilir (Akciğer garfisi için çekim mesafesi 1,2 m., telekardiyografi için 1.8 m.) (şekil 1).

Kalp hastalıklarının tanısında özel yeri olmamakla beraber kalp gölgesindeki büyümeler kalp hastalığından şüphelenmeyi gerektirir. Başka nedenlerle çekilen akciğer filmlerinde kalp gölgesinin büyük saptanmasının tanı değeri yoktur. Bu filmlerin telekardiyografi olarak çekilmesi uygun olur. Uygun bir telekardiyografi hasta ayakta iken ve hasta nefesini alıp tutmuşken (inspiryumda) çekilmelidir (şekil 1, 3).

Telekardiyografi kalbin boyutu ve görünümü, belli kalp boşluklarının genişlemeleri, akciğere giden kan akımı veya akciğer atardamar gölgeleri, ve akciğer dokusu ile ilgili hekime kabaca bilgi verebilir. Ayrıca hekim telekardiyografiyi ile omurga ve göğüs kafes kemikleri ile ilgili bilgilere ulaşabilir ve yine karın içi yerleşmiş organların pozisyonlarını değerlendirebilir.

Bazen sadece telekardiyografiden yola çıkarak çocuk hekimleri kalp hastalığından şüphelenebilirler. Yine bazı kalp hastalıklarında telekardiyografide o hastalığı düşündürecek özel kalp siluetleri görülebilir (şekil 2).

tele_clip_image003
tele_clip_image006

Şekil 2. Telekardiyografi ile özel kalp silüetleri e düşündürdükleri hastalıklar
Kardiyotorasik oran ölçümü ile hekim kalp büyümesini (kardiyomegali) değerlendirebilir.

TELEKARDİYOGRAFİ DEĞERLENDİRME

  • KALİTE / ÇEKİM TEKNİĞİ
  • KALP BÜYÜKLÜĞÜ
  • KONTURLAR
  • PULMONER KONUS
  • AKCİĞER DAMARLANMASI

ÇEKİM TEKNİĞİ

1. Mesafe;

Şekil 1. Telekardiyografi çekimi için uygun pozisyon ve mesafe

2. Pozisyon; Ayakta çekilmeli

3. Solunum fazı;İnspiryumda çekilmelidir. Diyafragma seviyesi üzerinde, önden 6 kosta ucu, arkadan 9-10 kosta ucu sayılmalıdır.

Telekardiyografi

Şekil 3. İnspiryumda çekilmiş bir tele görüntüsü

4. Simetrik ;

Şekil 4. Simetrik çekim için pozisyonların gösterilmesi

5. Sertlik derecesi; Uygun dozda çekilmeli

Şekil 5. Solda normalden daha sert çekilmiş tele (akciğer kanlanması, vasküler yatak iyi değerlendirilemiyor), sağda ise normalden daha yumuşak çekilmiş tele (akciğer kanlanması normalden daha fazla görülüyor)

KARDİYOTORASİK ORAN

Telekardiyografi

Şekil 6. Kardiyotorasik oranın hesaplanması

NORMAL DEĞERLER;
ERİŞKİNLERDE: < % 0.50
SÜT ÇOCUKLARINDA: < %0.55
YENİDOĞANLARDA: < %0.60-65

KONTURLAR

Telekardiyografi

Şekil 7. Kalbin konturları

Telekardiyografi

Şekil 8. Kalbin konturları

PULMONER KONUS

KABARIKLIĞI (şekil 9);

  • SOLDAN SAĞA ŞANTLI HASTALIKLAR (ASD, VSD, PDA)
  • PULMONER STENOZ
  • İDİYOPATİK P.A. DİLATASYONU
Telekardiyografi

Şekil 9. Pulmoner konus belirgin, kardiyomegali ve vaskülaritede artış (soldan sağa şantlı hastalık)

ÇÖKÜKLÜĞÜ (şekil 10);

  • FALLOT TETRALOJİSİ
  • PULMONER ATREZİ
Telekardiyografi

Şekil 10. Pulmoner konus çökük (Fallot tetralojisi, Sabo kalp)

AKCİĞER DAMARLANMASI

ARTMIŞ (ŞEKİL 11);

SOLDAN SAĞA ŞANTLI HASTALIKLAR (ASD, VSD, PDA )

Telekardiyografi

Şekil 11. Akciğer damarlanması artmış bir soldan sağa şantlı kalp hastalığı telesi

AZALMIŞ (şekil 12);

Telekardiyografi

Şekil 12. Akciğer damarlanması azalmış bir hastanın telesi (Fallot tetralojisi, Sabo kalp)

Fetal Kardiyografi

Anne karnındaki bebeğin (fetüs) kalbinin EKO ile incelenmesi Fetal EKO olarak tanımlanmaktadır. Annenin karın duvarı üzerinden yapılır ve anne ya da fetüse herhangi bir zararı yoktur.

Fetal EKO ’nun gebeliğin 18-23. haftaları arasında yapılması önerilmektedir. Annenin diyabet veya fenilketonüri gibi kronik bir hastalığının olması, gebelikte bulaşıcı hastalık geçirmesi, gebelik sırasında radyasyon ya da ilaç almış olması, gebelik tarama testlerinin bozuk çıkması, gebelik sırasında fetüsü çevreleyen amniyon sıvısının normalden çok veya az olması (polihidramniyoz ya da oligohidramniyoz), annenin daha önceki gebeliklerinde problem yaşanması, ileri yaş gebeliği ve anne, baba veya kardeşlerde doğuştan kalp hastalığı ‘nın olması durumlarında Fetal EKO yapılması önerilmektedir.

Ayrıca fetüste, yapısal veya ritim bozukluğu şeklinde kalp problemi olduğunun düşünülmesi, kalp dışı organlarında yapısal bozuklukların olması, kromozom bozukluklarının gösterilmesi ve gelişme geriliği saptanması durumlarında da Fetal EKO yapılması uygun görülmektedir.

Elektrokardiyografi (EKG)

Elektrokardiyografi (EKG), kalp kasının ve sinirsel iletim sisteminin çalışmasını incelemek üzere kalpte meydana gelen elektriksel faaliyetin kaydedilmesi. Bu kayıt ile elde edilen grafiğe Elektrokardiyogram (EKG), kullanılan alete de Elektrokardiyograf denir. Bir akım yükselteci (amplifikatör) tarafından yükseltilen gerilimler genellikle ısıya duyarlı kâğıt üzerine kaydedilir.

Tarihi

İlk elektrokardiyografi cihazını bir galvanometreden 1900 yılında geliştiren Hollandalı fizyolog Willem Einthoven bu keşfiyle Nobel Tıp veya Fizyoloji Ödülü kazandı. Geliştirilen bu ilk cihaz 270 kg ağırlığındaydı. Elektrokardiyografi cihazı geliştirildikçe küçüldü. Bugün artık elle taşınabilen EKG cihazlarının ağırlığı 1 kg’ın altına inmiştir. Ayrıca daha ileri özel kayıt cihazları da mevcuttur. Bu cihazların çalışma prensipleri de Einthoven’in ilk cihazındakine benzer. Son zamanlarda bu sahaya bilgisayarlar da girmiş bulunmaktadır. Ayrıca EKG’yi aynı anda hem kağıda kaydetmek hem de görüntülemek (bir ekranda) mümkündür. Elde edilen bilgileri anında değerlendirip rapor veren cihazlar da mevcuttur.

Çalışma Prensibi

Kalp kası (myokard) kendi başına kasılma özelliğine sahiptir. Kalbin sinüs düğümü adı verilen noktasından çıkan düzenli tenbihler (uyarılar) özel bir iletim yoluyla adalehücrelerine varır. Dinlenmekteyken elektrik bakımından sakin (polarize) durumda olan hücreler, gelen tenbihle uyarılarak (depolarize olarak) kasılırlar ve boyları kısalır. Böylece kalp odacıklarını çevreleyen myokardın bütünü büzüşerek içindeki kanı büyük ve küçük dolaşıma gönderir. Buna kalp kasılması (sistolü) denir.

Myokard hücreleri çok kısa süren bu kasılma döneminden sonra hemen eski elektrik yüklerini kazanarak tekrar sakin (polarize) duruma geçerler. Bu olay nabız sayısı kadar tekrarlanır. Nabız sayısı 60 olan kişide bu Depolarizasyon-Repolarizasyon olayı dakikada 60 defa tekrarlanır. Kalbin elektrik faaliyeti ile meydana gelen potansiyel değişiklikleri, kalp çevresindeki dokuların ve bilhassa kanın yardımı ile bütün vücuda aynı anda yayılır. Vücudun çeşitli yerlerine konan iletici uçlar (elektrotlar) vasıtasıyla ortaya çıkan elektrik değişiklikleri yükseltilerek kaydedilir. Vücudun çeşitli noktaları arasındaki potansiyel farkları kaydedilir ve o bölgeye göre adlar verilir. Her bir değişik bölge için çizdirilen elektrokardiyogram eğrisine derivasyondenmektedir. Normal EKG’de 12 ayrı derivasyonun kaydı yapılır.

Uygulama

Önce hastanın kol ve bacaklarına elektrotlar bağlanır. 1. derivasyon, sol kol-sağ kol arasındaki farkı; 2. derivasyon, sağ kol-sol bacak arasındaki farkı; 3. derivasyon, sol kol-sol bacak arasındaki farkı gösterir. Bunlara standart derivasyonlar denir. Ayrıca yükseltilmiş (augmented) derivasyonlar vardır ki bunlarda vücudun üç elemanından (kol ve bacakların üçünden) gelen akımlar sıfıra indirgenip dördüncüsünden gelen akım kaydedilir. Bunlar da üç tanedir. aVR (sağ kol), aVL (sol kol) ve aVF (sol bacak). Vücut üyelerinden kaydedilen derivasyonlardan başka göğüs çevresinden alınan 6 çeşit derivasyon daha vardır (V1, V2, V3, V4, V5 ve V6). Bu şekilde kaydedilen 12 derivasyon sırasıyla kâğıt üzerine geçirilir. Kalbin çeşitli bölgelerinin rahatsızlıkları değişik derivasyonlarda belli değişiklikler meydana getirirler ve hekimin kalp rahatsızlığının cinsini ve bölgesini teşhiste yardımcı olurlar.

Elektrokardiyogram denilen bu yüzeysel kayıt işleminden başka, kalbe kadar sokulan ve miyokarda değdirilen kateter yardımıyla yapılan elektrokardiyogramlar da vardır. Bu işlem kalp adalesi ve onun fonksiyon bozukluğu hakkında daha doğru ve etraflı bilgi verir.

Elektrokardiyograf aleti, prensip olarak elektrik gerilimini ölçen hassas bir voltmetre ve bu gerilimi yükselten tertibattan ibarettir. Belli bir hızda geçen EKG kağıdına gerilim değişiklikleri anında yazdırılmaktadır. EKG kâğıtlarının çoğu sıcaklık karşısında siyahlaşan bir özelliğe sahip olarak imal edilir. Yazıcı çubuk da sıcak bir metalden ibarettir.

Normal bir EKG’de p, QRS ve T diye adlandırılan 3 dalga ve bunlar arasında düz çizgiler vardır. Bu dalga ve çizgilerdeki değişiklikler normalden sapmaları gösterir. P dalgası kulakçıkların tenbih ile kasılmasını, QRS dalgası karıncıklara geçen tenbihin bunları kasmasını, T dalgası karıncıkların polarize (sakin) hale gelmesini gösterir. Dalgalar arasındaki mesafeler dalgaların süresi yükseklikleri (voltajları), şekilleri, düzenli olarak birbirlerini takip etmelerindeki değişiklikler kalpte olabilecek yapı değişikliğini veya hastalığı gösterebilir.

EKG bugün hekimlere yardımcı olan modern bir tetkik metodudur. Bununla beraber EKG kalpteki rahatsızlıkları tam bir doğrulukla göstermeyebilir. Çünkü EKG kayıtlarının normal sınırları çok geniştir. Ayrıca bir kalp hastasının EKG’si normal görünebileceği gibi EKG’si bozuk gibi görünen kişinin kalbi sağlam olabilir. EKG kalp hastalıklarının teşhisinde hekimin muayenede bulduğu araz ve belirtiler ile birlikte değerlendiğinde ve diğer tahlil ve filmler de göz önünde bulundurulduğunda yardımcı olur. Aksi takdirde EKG yanıltıcı da olabilir. En hassas Elektrokardiyograflar SQUİDlerde bulunur.

Eforlu EKG: Hastanın bir merdiven çıkıp inmesi veya yürüyen bir zemin üzerinde yürütülerek yorulması esnasında çekilen EKG olup, bilhassa başlangıç halindeki kalp damarsertliğinin teşhisinde kullanılır.

İntraoperatif EKG
• Aritminin tanınmasını ve supraventriküler – ventriküler aritminin ayırt edilmesini sağlar.
• İskeminin, özellikle ciddi koroner arter hastalığı olduğunu bildiğimiz hastada tanınmasını sağlar.
• Elektrolit değişikliklerinin (ki anestezi ve mekanik ventilasyon sırasında sıklıkla ortaya çıkar) tanınmasını sağlar.
• Kalıcı kalp pili (pacemaker) taşıyan hastalarda cerrahi girişim süresince izlenmesi gereklidir. Girişim pilin telinin veya ppilin kendisinin yakınında olabileceği gibi elektrokoter kullanımı da pilin fonksiyonunu etkileyebilir.

Postoperatif EKG
• Postoperatif devrede kan gazlarındaki veya elektrolit dengesindeki değişiklikler ile beraber olan aritmiler anestezik girişimin bir sonucu olabilir.
• Postoperatif devrede gelişen miyokard iskemisinin veya infarktüsünün tanınmasını sağlar.

Holter ve Uzun Süreli EKG

Uzun süreli EKG kaydı: Ritim bozukluklarının sıklığı ve şiddetinin belirlenmesinde, ritim bozukluğu ile hastanın şikâyetleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymada ve ritim bozukluğu tedavisinin etkinliğini değerlendirmede kullanılan testlerdir. Holter izlemi 24-72 saat içindeki kalp ritminin tamamını kaydederken, anlık kaydediciler 30 günden fazla süre içerisinde sadece ritim bozukluğu atağı oluştuğu anda anlık kayıt alır. Sol göğüs üst kısmının cilt altına yerleştirilen kaydediciler ise atak sırasında çalıştırılır ve 14 aya kadar kayıt alabilirler.

Soru Sor

Not;

gaziantepcocukkardiyoloji.com üzerinde yer alan yazılar ve paylaşımlar tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılmaz. Tanı ve tedavi için muhakkak ilgili uzmanlara başvurulmalıdır.